Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaPortalliKayıt OlLatest imagesAramaGiriş yap

 

 OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
ayyıldız45

ayyıldız45


Mesaj Sayısı : 29
Mekan : İZMİR
Kayıt tarihi : 23/01/08

OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Empty
MesajKonu: OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ   OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Icon_minitime24/1/2008, 02:30

OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ

*Faziletliydik: *Kimsenin malına, mülküne göz dikmezdik. Kimsenin namusuna
yan bakmazdık. Hırsızlık nedir bilmez, dilenciliği meslek edinmez, kimseyi
de küçümsemezdik.

*Dürüsttük:* Bir zamanlar Londra Ticaret Odası'nın en görünür yerinde şu
mealde bir tavsiye levhası asılıydı: "Türklerle alışveriş et, yanılmazsın."

*İtibarlıydık:* Bir zamanlar Hollanda Ticaret Odası'nın toplantılarında
oylar eşit çıkınca Osmanlılarla alışverişi olan tüccarın oyu iki sayılır,
onun dediği olurdu.

*Temizdik:* Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri teşkilatını
Avrupa'ya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsığil, yere tükürmedikleri için
atalarımızı şöyle eleştiriyor: "Türkler hiç bir zaman yere tükürmezler.
Daima yutkunurlar. Bunun için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve
zamanla saçları, kaşları, sakalları dökülür."

*Çevreciydik:* Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu ağaçları
sulatır,
göçmen kuşların yorgunluk atması için saçak altlarına kuş sarayları
yapardık. Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.

*Harama el sürmezdik:* Fransız muellif Motray, 1700'lerdeki halimizi şöyle
anlatıyor: "Türk dükkânlarında hiç bir zaman tek meteliğim kaybolmamıştır.
Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam
koşturmuşlar, hatta bir kaç kere Beyoğlu'ndaki ikametgâhıma kadar
gelmişlerdir."

*Medeni idik:* İngiliz sefiri Sor James Porter ise, 1740'ların Türkiye'si
için şunları söylüyor: "Gerek İstanbul'da, gerekse imparatorluğun diğer
şehirlerinde hüküm süren emniyet ve asayiş, hiç bir tereddüde imkân
bırakmayacak şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır."


*Dosdoğruyduk:* Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu hükmü
veriyor:

Haksızlık, murabahacılık, inhisarcılık ve hırsızlık gibi suçlar,
Türkler arasında meçhuldür. Öyle bir dürüstlük gösterirler ki, insan çok
defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır."

*Hırsızlık nedir bilmezdik:* Fransız müellif Dr. Brayer,1830'ların
Istanbul'unu getiriyor önümüze: "Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı
ve dükkânların çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı Istanbul'da
her sene azamı beş-altı hırsızlık vak'ası görülür." Ubicini Dr. Brayer'i
şöyle doğruluyor: "Bu muazzam payitahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde
dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı basıt
bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık vakası bile olmaz.
Ahalisi sırf Hristiyan olan Galata ile Beyoğlu'nda ise hırsızlık ve cinayet
vak'aları olmadan gün geçmez."

*Naziktik:* Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgini, yine 1880'lerin "biz"
ini anlatıyor bize: "İstanbul Türk halkı Avrupa'nın
en nazik ve en kibar
insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan işitilir. O
kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile camilerini gezebilir,
bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın çok fazlasını görürsünüz."

*Cihana örnektik:* Türkiye Seyahatnâmesi'yle meşhur Du Loir'un 1650'lerdeki
hükmü şöyle: "Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni
hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Şefkatimiz yalnızca
insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu. Hayata
karşı saygılıydık: Bu konuda dilerseniz Elisee Recus'u dinleyelim, bize
1880'lerdeki halimizi anlatsın: "Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi
kucaklamıştır. Bir çok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır...
Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde ise bir
evin hangi
tarafa ait olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Eğer evin bacasında
leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o ev bir Türk evidir." (Küçük Asya, c. 9)

*Hayırseverdik:* Comte de Marsigli'yi tekrar dinleyelim: "Yazın İstanbul'dan
Sofya'ya giderken dağlardan anayol üzerine inmiş köylülerin yolculara bedava
ayran dağıttıklarına şahit oldum." Aynı müellif, ceddimizin hayırseverlikte
fazla ileri gittikleri kanaatindedir. Şöyle diyor: "Fakat şunu da itiraf
etmeliyim ki, bu dindarane hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler.
İyiliklerini yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp,hayvanlara ve hatta
bitkilere bile tesmil ederler." Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı avukat
Guer misallendiriyor: "Türk şefkati hayvanlara bile şamildir" dedikten sonra
şu örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar ve ücretli adamları
vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere ve kedilere et
dağıtırlar. Sokaktaki ağaçların
kuraklıktan kurumasını önlemek için bir
fakire para verip sulatacak kadar kaçık müslüman’lara bile rastlamak
mümkündür..." "Kaçık" lığın kaynağını da veriyor adam: "Bir çokları da sırf
azad etmek için kuşbazlardan kuş satın alırlar.


En son tarafından 24/1/2008, 06:50 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://osmanlicamiz.tr.gg
semasezen

semasezen


Mesaj Sayısı : 8
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 04/01/08

OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Empty
MesajKonu: Geri: OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ   OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Icon_minitime24/1/2008, 04:29

mükemmel bir anlatım... I love you
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
gokcen46

gokcen46


Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 15/03/09

OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Empty
MesajKonu: Geri: OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ   OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ Icon_minitime15/3/2009, 10:14

KESİNLİKLE KATILIYORUM.HİÇ BİR ŞEKİLDE OSMANLI TORUNU OLDUĞUMUZU BİLE GÖSTEREMEDİĞİMİZ ŞU SON ZAMANLARDA GERÇEKETEN NE DENLİ ÖZLEDİĞİMİ DAHA İYİ ANLIYORUM
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
OSMANLIYI ÖZLÜYORUZ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Osmanlıca :: Osmanlıca tekellüm-
Buraya geçin: